KöZ Söyleşisi: Parlamento ve Komünistler

0

[KöZ’ün Eylül 2015 sayısından alınmıştır.]

1 Mayıs Mahallesi’nde seçim değerlendirmesinin ardından Parlamento ve Komünistler konulu bir söyleşi gerçekleştirdik. Yoğun bir seçim çalışması gerçekleştirdiğimiz mahallede sadece seçimlerle sınırlı kalmayacak olan çalışmalarımızı seçimlerden sonrada sürdüren bir siyaset olarak bu çalışmaları neden yaptığımızı ve diğer siyasetlerden farkımızı ortaya koymak adına parlamentoya dair görüşlerimizi açıklamak için propaganda faaliyetine devam etmekteyiz. Söyleşide konuşmacı yoldaş ilk olarak KöZ’ün seçim değerlendirmesini, seçim sürecine gelene kadarki siyasal sürece ve HDP’nin seçimler boyunca
takındığı tutumuna da değinerek kısaca aktardı.

Konuşmasında parlamentonun gelişimine ve devrimcilerin bu parlamentoyu kullanış şekline değindi:

Parlamentoya bakış açısını iki şekilde ele almak lazım. Birinci olarak burjuva devrimlerinin ilk gerçekleştiği dönem ve istikrara kavuştuktan sonraki dönem olarak. İlk dönemde burjuva parlamentosu henüz kendi görevini net bir şekilde ortaya koymamış, oluşan burjuva diktatörlüğü kendi gerçek yüzünü yöneten sınıf ve yönetilen sınıf kavramını netleştirmemişti. İşte bu nokta da devrimciler burjuva parlamentosundan ajitasyon yapmada faydalandılar. Sınıf ayrımını ortaya koymak için, yöneten ve yönetilen vurgusunu net koymak için faydalandılar. Örneğin İngiltere’deki Çartist hareketin oy hakkı için mücadele etmesi buna bir örnektir.

Burjuva tipte seçimler gerçekleşirken vergi verenler oy kullanırdı, erkekler oy kullanırdı sadece. Burjuva diktatörlüğü istikrara kavuştuktan sonra yani burjuva sınıfın diğer sınıflara hükmetme aracı olarak kullanmaya başladıktan sonra parlamentodan faydalanma şekli değişmiştir. Bu parlamentodan işçiler ve emekçiler lehine herhangi bir iyileştirme yapılamaz hizmet ettiği sınıf bellidir zira. Ve bir tek bu sınıfın çıkarlarına hizmet etmek için varlığını korur. İşçi ve emekçiler lehine alınan haklar da tamamen işçi ve emekçilerin sokak mücadelesi ile alınan haklardır.

Bu parlamento demokrasi dağıttığını iddia ederek kitleleri yönetimde söz hakkı varmış gibi göstermekte. 4 yıllığına oy vermekle işçi sınıfının yönetime katıldığı yanılsamasını yaratmaktadır. İşte bu yüzden artık parlamentoyu bir istismar alanı olarak görülmeli ve parlamento hakkındaki yanılsamaların ortaya çıkmasını sağlamak için kullanılmalıdır.Sonrasında yoldaş komünistlerin parlamentoya bakış açıları itibariyle diğer siyasi akımlardan farkını ortaya koydu:

Parlamentoya girip hükümet etmek isteyen reformistler devleti bir tek parlamentodan ibaret sanıp parlamentoda devleti değiştirip dönüştüreceklerini düşünürler. Yani onlar için parlamento araç değil amaçtır. Oysaki devlet parlamentodan oluşmaz. Daha birçok bürokratik kurum ve kuruluşları vardır. Ordusu polisi, okulları ve bütün bunların içindeki bürokrasisi. Haliyle parlamentoda çoğunluğu kazanınca, hükümet edince ezilenlerin çıkarlarına dönük işler yapamayacaktır. Devletin diğer kurum ve kuruluşları bunu engelleyecektir. Örneğin Şili’de Allande mecliste çoğunluğu almış hükümet olma hakkını kazanmış ve sonrasında bir darbeyle indirilmiştir. Ve Allande hapiste intihar etmiştir. Parlamentoyu bu şekilde amaçlaştırıp orada her şeyi düzelteceğini söyleyen, sosyalist bir devlet kuracağını söyleyen reformist hareketlerdir.

Bir de sol sekter akımlar vardır. Bu akımlar ise parlamento burjuvazinin ahırıdır burada bizim ne işimiz var deyip asla parlamentoya grime yanlısı olmazlar. Seçimlere girmenin reformistlik olduğunu düşünürler. Ve sosyalist işçi cumhuriyeti diye propaganda yaparlar seçimlerden önce. Komünistler ise bu akımlardan ayrışır. Komünistler burjuva parlamentosunu istismar eder. Komünister bilir ki bu parlamentodan ezilenler lehine bir şey çıkmaz. Komünistlerin amacı burjuva parlamentosuna girip buraya yüzünü dönmüş işçi ve emekçilere buranın kimin parlamentosu olduğunu göstermek ve burayı teşhir etmektir. Komünistler bu şekilde faydalanırlar meclisten. Legaliteyi istismar etmektir amaç.

Amaç ve ilkelerini Bolşeviklerin deneyimlerinden süzülmüş Komünist Enternasyonal’den alan komünistler olarak bizler Ekim Devrimi’ne giden süreçte parlamento nasıl kullanılmış bakmalıyız. Bolşevikler parlamentoyu amaçlaştıranlardan da gereksiz görüp hiç girmemek lazım diyenlerden de ayrı durmuş ve bu parlamentodan beklentileri olan kitlelere burjuva parlamentosunun teşhirini yapmıştır. Öyle ki devrim arifesinde ve devrimden sonra kurucu meclisten umudu olan köylülere kurucu meclisin bütün ezilenlerin çıkarlarına dönük çalışamayacağını göstermek için kurucu meclisi ilan etmişlerdir. İşte bizler de Türkiye’de yapılan seçimlere böyle bakmakta ve bu doğrultuda hareket etmekteyiz. İlkelerimiz ve baktığımız yer bu kadar net olduğu için de tutumumuzun diğer siyasetlerden farkı gözükebilmektedir.

Örneğin HDP anayasayı biz yapacağız mecliste derken biz anayasa için kurucu meclis diyoruz. Zira her şeyi belirli kurallarla çizilmiş bir parlamentoda onun kurallarının dışına çıkarak bir anayasa yapılamaz. HDP anayasayı biz yapacağız derken ya AKP, CHP, ve MHP’nin Kürtlerin ve diğer tüm ezilenlerin çıkarlarına uygun bir anayasa çıkaracağına inanıyor ya da mecliste 360 milletvekili alarak değiştirebileceğine inanıyor. Bu ikisinin de imkansız olduğunu biliyoruz. O zaman aslında HDP’nin bu mecliste kalarak burjuva tarzı bir muhalefet ve siyaset yürüteceğini görüyoruz.

Aslında bugün baktığımızda meclise girmiş olan HDP neler yapabilir neler yapmalıdır. Burjuvazinin krizini çözmek için mi uğraşmalılar yoksa bu krizi derinleştirmek için mi uğraşmalıdır. Tabii ki krizi derinleştirmek için uğraşmalı. Çünkü burjuvazi istikrara kavuşunca Kürtler, Aleviler, işçiler yani yönetilenler daha fazla darbe yiyecek daha fazla hak gaspına uğrayacaktır. HDP’nin çıkıp, bir an önce koalisyon kurulsun biz de buna destek oluruz, demesi oldukça abes bir tutumdur. Oysaki HDP’nin şimdiden yapması gereken birçok faaliyet var ve bunları yapıp yapmayacağı HDP’nin nasıl bir meclis çalışması izleyeceği konusunda ipucu verecektir.

Meclis bu haldeyken bile yapması gereken ise Rojava’yı boğsun diye IŞİD’e gönderilen tırların hesabını sormak, Roboski’nin hesabını sormak, Soma’nın hesabını sormak için önergeler vermek, çıkarılan güvenlik paketinin geri çekilmesi için önergeler vermek. Bütün bunları meclis şu haldeyken bile yapabilir. Bunların yapılıp veya yapılmaması HDP’nin nasıl bir yol izleyeceğini gösterecektir. Peki ama KöZ HDP’nin bütün bunları yapabileceğini mi düşünüyor. Hayır tabii ki. Meclisi tarif ettiğimiz şekilde kullanmak ancak komünist bir partinin yapabileceği iştir. Biz de bu partiyi kurmak için uğraşıyoruz. Bugün HDP’nin içinde olan birçok devrimci unsur var. İşte biz de yaptığımız bu propaganda çalışması ile bu unsurlara ulaşmayı hedefliyoruz. Bunu ancak komünist bir parti yapar gelin birlikte bu partiyi kurmada sorumluluk alalım demek için.

Yoldaş sözlerini bitirdikten sonra soru cevap kısmına geçildi.

S: CHP’nin protest tutumunu nasıl açıklayabiliriz. Şu anda HDP’den daha çok sesi çıkıyor. Barajı düşürelim diyor, işçilerin yanına gidiyor vs?

C: Şu anda KöZ’ün söylediği şeyler için oldukça erken bir dönem HDP’nin neler yapabileceğini görmek için beklemek lazım. Ayrıca HDP KöZ gibi bir siyasal oluşum değil sizin söyledikleriniz sizin gibi bir siyasetten beklenir HDP den değil.

S: Biraz nefes aldık diyenler var. Aman HDP çok ortalarda gözükmesin diyenler var. Bu soru ve görüşlere ise şöyle cevap verildi.

C: CHP böyle bir protest tutumu göz boyamak için takınır takınmasına ama bu maskeyi kim düşürecek sorusu önemli. Bugün bir tek HDP mecliste bunu yapabilir bu maskeyi düşürebilir ve yapmıyor. CHP bir şey dediği zaman haydi yapalım barajı düşürelim değil kaldıralım demek lazım. Taşerona karşısın bütün belediyelerin taşeron çalıştırıyor demek lazım. Nefesi alan kim? Kürtler ölmeye devam ediyor, işçiler ölmeye devam ediyor. Taşeron çalıştırmalar artarak devam ediyor. Metal işçileri grev yaptı kazandılar sonrasında işten atılmalar başladı. Haliyle ezilenler nefes almıyor. Nefes alan karşı taraf ezilenler değil kesinlikle. Bizim nefes almamızın tek koşulu meclisten güç alarak sokakta mücadeleyi büyütmektir.

Söyleşi soruların cevaplanması ve görüşlerin alınmasının ardından sonlandırıldı.

Paylaş